Bu yazıda sizin için en iyi vücut geliştirme programının nasıl olacağını anlatacağım.
Öncelikle sizi hayal kırıklığına uğratacak bir gerçekten söz edeyim:
Bazı vücut geliştirme dergilerinde, internet sitelerinde bahsedildiği,
bana gelen yüzlerce mesajda talep edildiği gibi öyle herkes için geçerli
olabilecek bir vücut geliştirme programı yoktur.
Standart program ancak ve ancak bir spor salonuna yeni yazıldığınız
ilk 1 – 2 ay için size verilen, çok temel hareketleri kapsayan hafif bir
adaptasyon programı olabilir.
Bu süreçten sonra;
Her insanın anatomik yapısı, antrenman yapma amacı ve
çalışmada gösterdiği ilerlemenin farklı olduğunu kabul edersek, her
insan için en ideal program “kişiye özel olarak hazırlanan ve gidişata
göre belli aralıklarla sürekli değiştirilen program”dır.
Bu nedenle çoğu fitness eğitmenlerinin ya da size sempatik gözükmeye çalışan bazı kurnazların,
“Efendim bu Arnold Schwarzenegger’in klasik programıdır, şu Mr. Olympia Ronnie Coleman’ın yarışma öncesi uyguladığı çalışmadır” şeklinde yazıp çizdikleri şeyler kesinlikle “sizin antrenman programınız” olamaz.
Üyelerine böyle güya “tescilli programlar(!)” tavsiye eden bir
antrenörle tanışırsanız, bu kişinin mesleğinin cahili olduğunu, bunlara
sayfalarında yer veren dergilerin de tiraj kaygısı güttüğünü
anlayabilirsiniz.
Gelişmiş bir sporcunun dergilere verdiği röportajlarda “işte
benim ideal programım” diye bahsettiği egzersizlerin seviyesine
ulaşabilmek için, önce onun bu aşamaya gelene kadar yıllarca geçirdiği
süreçleri sizin de geçirmeniz gerekir.
Özetle dört işlemi öğrenmeden matematik denklemi çözmeye çalışanlar, sınıfta kalmaya mahkumdurlar.
Programlar konusunda sizin kafanızı karıştırabilecek bir diğer konu da;
Spor salonlarında hoca olarak çalışan bazı donanımsız ve yetersiz
kişilerin “çok şey bildikleri” izlenimini uyandırmak için uyguladıkları
bir taktik vardır. Bu hocalar, birkaç klasik temel hareket ile
sağlayabileceğiniz bir yararı, gözünüzü boyamak için farklı ambalajlarda
ve şekillerde size sunarlar.
Antrenman programınıza doldurdukları çok gereksiz, fazla sayıda ve
varyete hareketler yüzünden, farkında olmadan bu eğitmen tarafından
enerjiniz israf edilmekte ve sportif anlamda bir katliama
uğramaktasınızdır. Sakın “birkaç fazladan hareketin ne zararı olur ki, daha iyi gelişirim” diye düşünmeyin. Dozundan fazla egzersiz yapmak gelişmenizi engeller.
Şöyle düşünün: Bir savaşta ne yaptığını bilmeyen acemi bir
asker, gelişigüzel sağa sola ateş eder ve bütün cephanesini tüketir ama
bir türlü hedefi vuramaz.
Ama usta bir asker, hedefini tek bir atışta vurabilir, gereksiz yere gürültü çıkarmaz, cephanesini de akıllı kullanır.
Çok bariz bir örnek daha vereyim;
İşinin ehli iyi bir antrenörden program almaya başlayan, fakat yukarıda
sözünü ettiğim tipte bir şovmen hocanın başkasına yazdığı “artistik”
programı görünce derhal bu hocadan program almaya karar veren çok “saf”
tanıdım.
Bu kişiler, kendilerine özel olarak hazırlanmış doğru bir programla 6
ay içerisinde çok güzel gelişecekleri yerde, daha baştan
çiğneyemeyecekleri bir lokmayı ağızlarına aldıkları için aylarca
yerlerinde saydılar ve sonunda hevesleri kırıldı, antrenmanlardan
soğuyarak spordan vazgeçtiler.
Oysa başlangıçtan itibaren doğru hoca ile birlikte çalışmaya devam
etselerdi, değişen 3 – 4 programdan sonra, zamanı gelince programlarına
“şovmen hoca”nın verdiği hareketlerden çok daha komplike ve orijinal
hareketlerin ilave edildiğini görebileceklerdi.
Bir sonraki programınız bir öncekiyle mutlaka bağlantılıdır.
Bu nedenle istikrarlı olarak aynı antrenörle çalışmanız sizin
yararınızadır. Dolayısıyla sizi takip edemeyecek bir hocadan program
istemeyin.
Çünkü, program yazmakla iş bitmez. Uygulama hızı, set araları süresi,
hareketlerin doğru yapılması vs kritik önemdedir, program aynı olsa
bile pratikte çok şeyi değiştirir.
Özetle, en yararlı olacak program, doğru hocanın size verdiği ve takip ettiği programdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder